Bugün sabah saatlerinde Diyarbakır’daki birçok kuyumcu esnafı, kendilerini belirli bir markanın avukatları olarak tanıtan kişiler ve polis eşliğinde yapılan baskınlarla karşı karşıya kaldı.
Esnafın vitrinleri tek tek fotoğraflandı, vergi levhaları çekildi ve "marka taklidi ürün" sattıkları iddiasıyla ciddi baskı altına alındılar.
Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası Başkanı Mehmet Yüksel, yaşananlara sert tepki göstererek, "Esnafımıza bu şekilde yaklaşmak, onları zan altında bırakmak, adeta suçluymuş gibi göstermek kabul edilemez!" dedi.
Yüksel, bu tür uygulamaların yalnızca Diyarbakır’la sınırlı olmadığını, Türkiye genelinde kuyumculara yönelik sistematik baskılarla karşılaşıldığını belirtti. Pek çok esnafın benzer yöntemlerle korkutularak “uzlaşma” adı altında yüksek meblağlar ödemeye zorlandığını ve bu durumun adeta bir "para tuzağı"na dönüştüğünü vurguladı.
Kuyumculuk sektörünün, uzun yıllardır ikinci el ve elden gelen ürünlerin değerlendirildiği bir alan olduğunu ifade eden Yüksel, küçük esnafın elindeki ürünlerin tasarım sahibini ya da benzerliğini bilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Yüksel ayrıca, “Eğer gerçekten bir marka hakkı iddianız varsa, üreticilere gidin. Üretim yerini biliyorsanız, oraya gidin. Ama geçim derdindeki küçük esnafın kapısına polisle gidip, vitrin fotoğrafı çekip sonra mahkemeyle tehdit ederek 'tasarım bizim, dava açıyoruz' demek ahlaki de değildir, hukuki de değildir,” dedi.
Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası olarak bu girişimleri "esnafı sindirme ve yıldırma çabası" olarak değerlendirdiklerini söyleyen Yüksel, tüm ilgili kurumlara çağrıda bulunarak, “Bu çirkin yöntemlerin durdurulması için adım atın. Esnafı sindirerek değil, üretim ve istihdamla konuşalım,” dedi.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.